''Şeytan Yemini'' ...GRANGE

''Leyleklerin Uçuşu'',  ''Sisle Gelen Yolcu'' ve  ''Siyah Kan'' kitaplarının ardından Grange' ın bu kitabını da okudum.

Muhakkak ki bir yazar için sabit -kötü yazacak olsa dahi kendinden vaz geçmeyecek, kendisini sahiplenecek okuyucu grubudur bu- bir okuyucu kitlesinin bulunması, okuyucularının yazarın bütün kitaplarını alarak kitaplığında yan yana dizmesi ve hepsini okuma hevesi taşması çok güzel duygulardır.

Lakin aynı duygular bir okuyucu için de geçerlidir.

Bir okuyucu, bütün kitaplarını okumak isteyeceği bir yazarla karşılaşınca mutlu olur. Okuyucu da bir yazara ve o yazarın kitaplarına bağlanmak ister. Böylece kendini, o yazarın kitaplarındaki karakterlerden biri gibi hisseder; kendi de o hikayeler içinde yer alır ve böylece bir bütünün parçası olur.

İşte bir okuyucu olarak beni  bu duygu içine sokan yazarlardan biridir, Grange.

Eminim benim gibi ''Grange ne yazarsa yazsın okurum'' diyen milyonlarca hayranı, okuyucusu vardır.

Biliyorum hala bu kitabına has şeyler yazmadım ama sanırım gerek de yok.

Grange artık bir ekol ve kalitesi ortada.

Yine farklı bir dünyaya sokuyor okuyucuyu. Bilmediğimiz konularla karşımıza çıkıyor; işin içine cinayet ve bilinmezlik de girince işin cazibe boyutu artıyor.

Bu kez karşımızda Din temalı bir hikaye ve ''nedenlerin'' ''niçinlerin'' ''nasılların'' bolca olduğu, kitabın sonlarına doğru heyecanın zirve yaptığı ve kitap bittiğinde ''iyi ki okudum'' dediğimiz bir kitap var.

Hiç Grange okumamış biri veya polisiye/gerilim tarzı kitapları sevmeyen biri bile muhakkak bir Grange kitabı okumalı diyorum.

Sevgimle, hürmetle...