Ayşe der ki: Grange bir dahi!
Ayşe der ki: Grange bir duayen!
Ayşe der ki: Sanırım aşık oldum!
Ayşe der ki: Allahım bu adam nasıl yazıyor!
Ayşe der ki: 10 tane macera filmi izlemeye eş değer mükemmel bir kitap!
Ayşe der ki: Okurken her şey gözümde canlandı, bizatihi yaşadım, karakterlerin gerçek hayatta yaşadığını sandım!
Ayşe der ki: Film izler gibi okudum, vaktin nasıl geçtiğini anlamadım!
Ayşe der ki: Soluksuz okumak demek bu olsa gerek!
Ayşe der ki: Bitirene dek elimden bırakamadım!
Ayşe der ki: Yattım kalktım bu kitabı düşündüm!
Ayşe der ki: Grange kitap yazarken odasının bir köşesinde sessizce onu izlesem...
Ayşe der ki: Nasıl araştırıyor, nasıl kurguluyor, nasıl birbirine bağlıyor?..
Ayşe der ki: Gözlerimde cangıllar da, bambular da canlandı; denizin 100 m. derinliği de!
Ayşe der ki: cangılın kokusunu da hissettim, denizin sesini de!
Ayşe der ki: anatomiyi de öğrendim, ünlü müzikleri de!
Ayşe der ki: Grange kendini aşmış, giderek daha da mükemmel yazıyor!
Ayşe der ki: ''Leyleklerin Uçuşu'' ve ''Sisle Gelen Yolcu'' kitaplarından sonra okuduğum üçüncü ve en mükemmel kitabıydı!
Ayşe der ki: DAHA NE DİYEYİM!!
Kitabın konusu: kitap serbest dalış şampiyonu bir katil ile eski paparazzi, kötülük fikrine ve kaynağına takıntılı bir gazeteciyi karşı karşıya getiriyor. Katil hapiste… Ama daha önce Kamboçya, Tayland, Malezya’da kan dökmüş. Kadınların kanı… Gazetecinin onunla temasa geçmek için oynadığı oyun romanın temelini oluşturuyor. Ama katil bu yemi bir süre sonra yutmuyor. İşte gerçek heyecan da orada başlıyor. Kim av, kim avcı, birbirine karışıyor.
Jean-Christophe Grangé |
Okuyun anacım okuyun,
Okuyun,
Mest de olun,
Aşık da,
Hayran da,
Araştırma meraklısı da,
Daha çok okuma heveslisi de...
Yani mutlaka bi şey olursunuz bu adamın kitabından sonra!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Gelsin Yorumlar: