''Yaşamayan bilmez'' tabiri, zor durumları izah için en sık kullandığımız tabirlerden biridir. Mesela şu an bu yazıyı yazarken çok zorlanıyorum, yaşamayan bilmez.
Dün gece rastlaştım evimizdeki baba terlikleriyle. Kocamanlardı. Giyilmiş çıkarılmışlardı -ki biri,diğerinin üzerindeydi. Annemin ve benim ev terliklerimizle kıyaslanınca çok heybetlilerdi. Evet bu terlikler, çoğunluğun evinde olduğu gibi bizim evimizde de kullanılıyorlardı ama tek farkla; abim tarafından kullanılıyorlardı.
Bu ayın 17' si itibari ile babamı kaybedeli 18 sene olacak.
''Baba'' demeyeli, diyemeyeli 18 sene.
Evimizde babamın sesini işitmeyeli, varlığını hissetmeyeli 18 sene.
Nasıl bir acı ki bu, üzerinden yıllar, aylar, günler geçmesine;
yaşanılan anılar, olaylar, evlilikler, doğumlar, bayramlar, mezuniyetler, doğum günlerinin sayısı 'sayısız' iken; yaşasaydı neler değişirdi hayatımızda bilmez iken inatla iç yakmaya devam eder.
Evin babasının kıyafetleri, giysi dolabında; kitapları kitaplıkta durur ve göze çarpmazlar.
Ama baba terlikleri, tıpkı diğer terlikler gibi evin hemen girişinde durur; varlığını hatırlatır. Dolayısıyla bir evde baba terlikleri önemlidir. Baba, evde yoksa o terlikler devam ettirir babanın hükümranlığını.
Babanın kocaman ayakları sığar o kocaman terliklerin içine. Hem manevi hem maddi bir ağırlığı vardır baba terliklerinin. Güven verirler. Hem evin ve hem de evin fertlerinin koruma altında olduğu hissini uyandırırlar.
Dışarıdan gelen babaya terliklerini götürmek, bir çeşit kendini daha da sevdirme; bir kusur işlenmişse kendini affettirme yöntemidir.
Bizim evimizde baba terlikleri kullanılmayalı 18 sene oluyor.
Artık abimin kullandığı terlikler baba terliği, çünkü abim, baba olalı 9 sene oluyor ve evimizde de kendine ait terlikleri kullanıyor; hem abi hem evlat hem kardeş hem kendi evlatlarının babası hem de bizim Manevi Babamız olarak.
'Baba' demeden geçen 18 sene...
Yaşasaydı...
Mezuniyetlerimizi,
Meslek edinmelerimizi,
Kendi paramızı kazanmalarımızı,
Evliliklerimizi,
Çocuklarımızı görseydi...
O kocaman terlikleri, onun kocaman ayakları,
Hane' mizin içini onun gür sesi,
İçimizi, onun varlığının verdiği güven ve huzur doldursaydı...
Nasıl olurdu?
Bilmem.
GÜZEL OLURDU!
HEM DE ÇOK GÜZEL OLURDU!
İnsanların paylaşılamayacak acıları vardır. Başkaları ne kadar seni anlıyorum dese de aslında anlamadıkları, anlayamadıkları. Senin hep içinde sakladığın kalbinin ortasına yer etmiş bir çukur gibi, içine tüm dünyayı koysan dolduramadığın bir çukur.
YanıtlaSilAma ''bence'' baban hep bir yerlerden seni izliyor ve seninle gurur duyuyordur. BABAna Allah'tan rahmet diliyorum mekanı cennet olsun. Literatürümde seni teselli edebilecek bir cümlem olmadığı için üzgünüm Allah Yar ve Yardımcın olsun.
Teşekkür ederim Yunus...
YanıtlaSilMekanı cennettir inşallah babacığının..
YanıtlaSilhasret ne zor
hasret çok zor çok...
Silsağ ol canım...