Keyifli bir animasyon filmi ile karşınızdayım :)
Filmin konusu özetle şöyle:
Atari oyununun bina yıkan 'kötü adamı' rolündeki Ralph, hem yıllardır aynı işi yapmaktan sıkılmış hem de oyunun iyi adamı tamirci 'Felix' gölgesinde kalmaktan bıkmıştır. Bu arada da tüm övgüleri Felix toplar. Ralph artık iyi bir kahraman olmak ister ve diğer video oyunları arasında gidip gelmeye başlar. Fakat oyundan oyuna atlarken yol açtığı bir kaza Sugar Rush oyununu tehlike altında bırakan bir düşmanı serbest bırakır. Şimdi kahraman olma fırsatı onda mıdır?
2013 yapımı olan film 1 saat 48 dakika sürüyor.
Ne vaat ediyor Oyunbozan Ralph (Wreck It Ralph)?
( Vaat ettiğini yerine getiren her film iyidir. )
Gerçek olmayan dünyada, gerçek duyguları eğlenceli biçimde anlatmak.
Yerine getiriyor mu bunu? Evet!
Retro-oyun evreninde geçen bir yol hikayesi var bu animasyonda.
Ralph, "Fix It Felix" adlı oyunda binalara tırmanıp onu yıkmaya çalışan "kötü" adam. Felix ise elindeki sihirli çekiçle onun kırdığını tamir etmeye çalışıyor. Hani bazı oyunlarda "kötü" adamı seçip oynamak istersiniz ya, burada o yok. Kötü, "kötü" kaderinin esiri. İyi olan ise parasını verip jetonu alan oyuncular... vs...vs...
Filmin fragmanı burda:
Instagram hesabımda paylaştığım çok sevdiğim ufacık bir kısmı ise burda :)
Filmden alıntıladığım bazı cümleler ise şöyle:
* Bencil adamlar her zaman hayalî bir kuyruğu kovalayan köpek gibidir.
* Vayy beee dişlerin varmış, daha önce güldüğünü hiç görmemiştim.
* Arızalar, kendi oyunlarından ayrılamaz. Bu, ben olmanın güzelliklerinden biri...
* Yanaklarımdaki duygusal bir parıltı...
* Olmak istediğim biri varsa o da benim!..
* Görünüşe göre iyi olmak için madalyaya filân ihtiyacım yokmuş. Çünkü o küçük çocuk beni seviyor. Benden ne kadar kötü olabilir ki...
* Vayy beee dişlerin varmış, daha önce güldüğünü hiç görmemiştim.
* Arızalar, kendi oyunlarından ayrılamaz. Bu, ben olmanın güzelliklerinden biri...
* Yanaklarımdaki duygusal bir parıltı...
* Olmak istediğim biri varsa o da benim!..
* Görünüşe göre iyi olmak için madalyaya filân ihtiyacım yokmuş. Çünkü o küçük çocuk beni seviyor. Benden ne kadar kötü olabilir ki...
Filmde Ralph ile araba yarışı şöförü kız çocuğu arasındaki ilişkiyi,
''Sevimli Canavarlar''daki sempatik turkuaz canavarımız Sully ile tatlı kız Boo arasındaki diyalog-bağ-ilişkiye benzettim ve bittabi çok sevdim.
Sempatik, rahat, değişik tarzda ve zekice espriler-benzetmeler yapan içi dışı bir tipleri her zaman sevmişimdir zaten.
Haa bu arada, oyunları oynayan insan durumundan çıkıp, o oyunların bizzat içinde yer almak ve o oyunlardaki karakterlerin dış dünyaya bakış açısını izlemek de ayrıca ilginçti benim için.
Zaten her zaman sevmişimdir hangi türlü farklı bakış açısı olursa olsun, yeni bir göz kazanmayı...
Eee ne de olsa geleceğin en iyi Sosyolog ve Psikologlarından biriyim ;)
( EvelAllah İnşaAllah)
SİZE KEYİFLİ SEYİRLER,
BANA YENİ FİLMLER ;)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Gelsin Yorumlar: