1 saat 33 dakika süren
Fransız olan
2004 yılında yapılan
dolayısıyla benim üniversite 4.sınıfıma denk gelen
vizyona girdiğinde sinemada izlediğim
etkisinde uzun süre kaldığım
ahhh aşşşkk aşşşşkk dediğim
bu nedenle 10 sene üzerine tekrar izleme girişiminde bulunduğum
ama dün gece izlerken bitimini bekleyemeden
neyinden etkilenmişim yahu ben bunun dediğim
sinir küpü olmuş bi vaziyette
son yarım saati izleme gereği bile duymadan
sonlandırdığım filmdir
''Cesaretin Var mı Aşka?''
Dün gece izlerken sinirlenmeme nedenim
cinselliğin çocuk yaşlara denk indirgenmesi
yaşanılabilecek güzel bir birlikteliğin salakça sebeplerle hiç edilmesi
habire birbirlerini aldatmaları
ve gömlek değiştirir gibi sevgili değiştirmelerin
aşk yarasının gerekçesi olarak gösterilmesi idi.
Filmin yanıma kar olarak kalan tek yanı,
beni,
10 sene önce,
Louis Armstrong ile ve onun söylediği eşsiz ''La Vie En Rose'' şarkısı ile
tanıştırması oldu.
Merak edenlere filmin konusu:
Birbirlerinin en iyi arkadaşları olan Julien ve Sophie, çocukken başladıkları tuhaf oyunu, yetişkinlik dönemlerinde de sürdürürler. Korkusuzluk içeren bir tür yarışmadır bu oyun. Cüretkar hünerlerini ortaya koyarak birbirlerini yenmeye çalışırlar. Sophie’nin Polonya kökenli olduğu için ırk ayrımı yapan çocuklarca tacizi ve Julien’in hasta annesi ve sorunlu babası nedeni ile yaşadıkları, her ikisini birbirlerine daha da fazla yakınlaştırır. Bu oyun aracılığı ile sık sık birbirlerinin acılarını dindirmek için çaba sarf ederler. Ancak bir açıdan bu oyun, onların birbirleri için yaratılmış olma ihtimalleri gerçeğini savuşturuyor da olabilir.
İzlerseniz iyi seyirler
Ama bence başka filmlere bakın siz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Gelsin Yorumlar: