17 Ekim 2014 Cuma

YENİDEN BAŞLASIN! ALLAH UTANDIRMASIN!

zor bi akşam.
tuhaf bi akşam.
tuhaf şeylere gebe bi akşam.
gözlerimi dolduran bi akşam.
geçmişin hüznünün ağırlaşıp beni yorduğu,
geleceğin ümidinin gönlüme su serptiği bi akşam.
şu an hem geçmişteyim hem de gelecekte,
ikisini de yaşamaktayım.
banyomu yaptım, pijama takımımı giyindim, üşümemek için de hırkamı geçirdim üstüme ve birden kendimi, 7 yaşımdan 13 yaşıma kadar yaşadığım eski lojman evimizdeki küçük Ayşe gibi hissettim.
sanki o evdeyim ve 13 yaşımdaki Ayşeyim.
şimdi yazarken durdum düşündüm bir an; neden o Ayşe' ye dönüştüğümü hissettim diye ve kendimce şöyle bir yanıt buldum: belki de artık hayallerim olduğundandır bunu hissetmemin sebebi.
çünkü uzunca bir süredir kendime ait hayallerim yoktu.
neler yapabileceğimi, tek başıma neler yapabileceğimi görebileceğim durumların ihtimali yoktu.
ama o küçük Ayşe' nin o kadar çok hayali, ideali, bir şeyleri yapma arzusu, gücü, hevesi, merakı vardı ki!..
işte yeni bir hayat yaşamaya, yeni bir başlangıca yaklaşmışken ben,
kendime bile itiraf edemezken bazı şeyleri; içimde ufak ufak heyecan kıpırtıları, sanki ateş böcekleri parıldamaya başlamış iken dönüşüverdim korkuyla beraber ümidin, içinde kolkola dolaşıverdiği ortaokul çağlarındaki Ayşe' ye.
ve hayaller boy göstermeye başladığı için içimde, 
yeni hayatımın tablolarını çizip duruyorsam,
mesela her defasında yeni evimin odalarını  evirip çeviriyorsam beynimde
ve yeni şehrimin
ve yeni şehrimin caddelerinin, denizinin,
başıboşluğumun ama sorumluluğumun cazibesi sarıyorsa beni
işte o zaman da gelecekteki Ayşe' yim.
az kaldı diyorum kendime.
deri değiştireceksin.
hayatın geri kalan devresinin başlangıcını yapmana az kaldı.
ve kuvvetle muhtemel ki, asıl o başlangıçtan sonra yaşayacakların senin asıl hayatını oluşturacak.
şu satırları yazana kadar sürdüğüm hayatım ve elimde bavulumla bu evden çıktığım gün geride kalacak olan her şey gerçekten geride kalmış olacak.
VİRA BİSMİLLAH diyeceğim,
yeni dualar edip yeni olasılıklar düşleyeceğim yol boyunca.
belki de ne dilim duaya dönecek ne de beynim olasılıklarla evrilecek.
yol boyunca sadece kendimi hissedeceğim, ''Ayşe'' yi...
kendim olmayalı çok oldu.
kendime kalamayalı çok oldu.
kendimi bulmak için yalnızlığa seyahat edeceğim.
ufaktan doldu gözlerim.
yok yok bildiğin ağlıyorum işte.
biliyorum ki, hayatımdaki çok önemli gelişmeleri yaşamama az kaldı.
yaşayacak olduğum belli başlı olayları hissediyorum.
korkuyorum ama gücüm de var evelAllah ve inancım da var Elhamdülillah.
merak doluyum ayrıca.
Ayşe' yi çok çok çok merak ediyorum.
gözümdeki veya kafamdaki gibi mi gerçekten?
kendini bildiğinden beri hayalini kurduğu şeyi -nasipse- yaşayacak Ayşe;
peki kendisiyle gurur mu duyacak? (İnşaAllah.)
bak yine döndüm ortaokul kızına.
eminim bunun temeli kuvvetli bir sebebi var.
herhalde babamı ortaokulda kaybettiğim, o yıllarda ailecek çok zorluk çektiğim(iz), çok hırslanıp çok dolduğum, çok üzülüp çok çalışıp kapasitemi sonuna kadar kullanıp geleceğime dair Ayşe'ye dair temelleri o yıllarda attığım için.
bir de ne gibi hissediyorum biliyor musun?
sanki gitmişim,
evimdeyim,
yalnızım,
hayatımı kurmuşum da geriye dönüp -bu satırları yazdığım zamana dönüp- bakıyormuşum gibi hissediyorum.
az kaldı Ayşe, az kaldı, sık dişini.
Allah utandırmasın!

her giydiğimde kendimi marul gibi hissettiğim yeşil pijama takımım


yaşı belki de benden büyük olan, çok sevdiğim ve sıccacık saran hırkam



gidecek olduğum yaban ellerde belki de en büyük sıkıntım, belki de en büyük eğlencem, kalorifer yansa bile elektrik ocağı karşısında ısınma çabalarım olacak. zira aşırı üşüyen biriyimdir. 



yazmaya başlamadan evvel durum buydu ama şu an tepsi boş, midem dolu.
(Elhamdülillah)
tekrardan ve hüsnüzanla:
Az kaldı...
Allah utandırmasın!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Gelsin Yorumlar: