13 Temmuz 2013 Cumartesi

Selamün Aleyküm Dostlar! Hayırlı Ramazanlar :)


Selamün Aleyküm Dostlar!
Cümleten Hayırlı Ramazanlar :)
Oruç tutan, tutmayan, tutamayan herkese Hayırlı Ramazanlar olsun İnşaallah.

Kıymetli Ramazan Ayının 5. gününe girmişken kutlama yazımı yazabiliyorum ne yazık ki.
Hakkınızı helal edin.
Çünkü, aklımda yazmam gereken, sizlere paylaşmam gereken, insanlığa sunmam gereken o kadar çok şey var ki!..
Tabi ki naçizane, acizane, şahsımca, bilgimce, çapımca olacak bu paylaşımlar ama olur ya birinin yarasına merhem olur; birinin gönlüne su serper; biri için adım atmaya şevk olur; velhasılıkelam hayırlara vesile olur.
Neticede Rabbim(C.C.)' in şahsıma lütfettiği ve nasip ettiği bilgiler var.
Eğer ki o bilgileri kendi hayatımda uygulamayacaksam, başkalarıyla paylaşmayacaksam, o bilginin kime, ne yararı var?
O sebeple helallik istiyorum sizden.
İnşaallah Rabbim(C.C.) nasip eder de tez elden ve gönülden paylaşabilirim.




Öyle kıymetli bir aydayız ki, öyle kıymetli günler yaşıyoruz ki benim kısıtlı bilgim, aciz dilim nasıl anlatıversin de tam ifade edebilsin bilemem ama SEVGİMLE, HÜRMETİMLE, DUAMLA, NİYETİMLE, YÜREĞİMLE aktarabilirim İnşaallah bazı şeyleri.

Öncelikle şunu söyleyeyim: ÇOK MUTLUYUM! :)
Hele ki nihayet bu yazıyı yazıyor olabildiğim için Elhamdülillah çok mutluyum :)

Öncelikle şahsımdan bahsedeyim:

Bu Ramazan Ayı, şahsım adına çok kıymetli, şimdiye kadar olduğundan çok verimli, çok ümit dolu geçiyor.

İlk Sahuru yaptığımız gece okunan Sabah Namazını pencerede dinlerken, göz yaşlarıma hakim olamadım.
Çok huzurlandım, çok şükür ettim, dünya hayatının geçiciliğini görüp halimize vah'landım.




Söyler misiniz başka hangi güç, amaç, sevgi, inanış, insan, oluşum, milyonlarca insanı saatlerce aç ve susuz kalmaya; elinde yemek-içmek nimetleri ve hürriyeti var iken o hürriyetten kendi rızası ile vazgeçmeye iter? :)





Başka aylarda, bir aile içinde aynı saatte üç beş aile efradı bile, iş-güç-eğlence bahanesi ile sofra başında toplanmıyorken bu kıymetli ayda binlerce insan aynı şehirde, milyonlarca insan ise dünyanın her yerinde aynı sofranın başında aynı saatte toplanıyor. Niyet bir, dillerdeki sözler bir, ümit bir, dua bir: ''Allah(C.C.) kabul etsin!''



Vazgeçemediğimiz sigaramız, alkolümüz, tatlımız, tuzlumuz nerede? Nedir bunları geçici bir süreliğine dahi olsa, elimizin tersiyle itmeye sebep olan? Nedir bu geçici terk edişleri -İnşaallah- tümüyle terk edişlere döndüren? Nedir bu insanı, insanın kendinden çok düşünen ve vücuduna, nefsine, iradesine hakim olabileceğini, dolayısıyla insanın ne kadar güçlü bir varlık olduğunu gösteren Yaradanımızın bize duyduğu sevgi? Öyle bir sevgi ki, bizi bize bırakmıyor. Belki farkında değiliz ama bizi, bize ispatlıyor. İstersek eğer neler yapabileceğimizi gösteriyor.





Peki ya dualarımızın kabulüne ne demeli? Rabbimiz(C.C.), biz insanoğluna ''Kulum, seni öyle üstün yarattım ki, kendine sen şaşıyorsun. Kendi kıymetini bil; kendini dinle; kendini araştır; kendine zulmetme. Ama Ben, her zaman buradayım. Sana, şah damarından yakınım. Seni, senden iyi bilirim. Benden bolca iste. Elinde olan nimetin artmasını da iste, elinde olmayan nimeti de iste. Yeter ki Ben' i de, sendeki Ben' i de, kendini de bil.'' diyor. Ama tabi bu işler öyle boş oturarak olmuyor.



Bizler Müslümanız!
Bizler İnsanız!
Bizde Rabbimizin(C.C.) nuru var!
Bizler istedik mi şu dünyayı Cennet' e çeviririz.

İnanalım!
İnanalım ama GÜZEL BİR GAYEYE İNANALIM!

Şu gelip geçici dünyanın GERÇEKTEN BOŞ olduğunu idrak edelim.
Zaten buna GERÇEKTEN İNANDIK MI gerisi çorap söküğü gibi gelir.

Biz bize ait değiliz.
Bedenimiz kalıcı değil.
Her an organlarımızın herhangi birini, aklımızı, bedenimizin bir kısmını veya CANımızı kaybedebiliriz.
Ve bunların hepsi çürüyecek; toprağa karışacak.
Ama unutmayalım ki dünya üzerinde bir enerji var; ruh var.
Ölülerin veya dirilerin; gördüklerimizin veya görmediklerimizin; bildiklerimizin veya bilmediklerimizin bir ruhu var. 

Ve dünya boş beleş yaşama yeri değil.
Sadece İŞ HAYATI veya PARA KAZANMA yeri de değil.

Evladın varsa veya olacaksa ona,
evladın yoksa yeğenine, yeğenlerine,
onlar da yoksa senden sonra gelen tanıdıklarına, çevrene ne bırakacaksın?

Ev mi? Araba mı? Para mı? 
Emin ol onları kendisi de kazanır.
Ama YAŞAMA SEVİNCİ? İNANÇ? ÜMİT? MERAK DUYGUSU? NEREDEN-NEDEN GELDİK-NEREYE GİDİYORUZ SORULARINA YANIT? VAR OLUŞ AMACIMIZ?

Bana Rahmetli babam da ve şükürler olsun ki şu an yaşayan annem de mal-mülk bırakmadılar ama mesleğimi kazanmama vesile oldular ve Elhamdülillah ki İNANÇlarını mayama kattılar. 
İşim var şükürler olsun ki ama binlerce-milyonlarca kez hamd olsun ki, düştüğüm ufak-büyük sıkıntılarda sığındığım bir Rabbim(C.C.), huyu ile huylanmak, bilgisi ile nurlanmak istediğim ve dolayısıyla bana ümit veren bir Peygamberim(S.A.V.), beni çokça yanlışlardan çeviren çok güzel bir DİNİM var.

Rabbim(C.C.), Ramazan Ayını -inansak da inanmasak da, oruç tutsak da tutmasak da- hayırıyla, nuruyla, bereketiyle, rahmetiyle, edebiyle, sevabıyla, affıyla, doğru yola sevk etmesiyle geçirmemizi ve bu yolda daimi olmamızı nasip etsin İnşaallah! Amin!

HEPİNİZİ SEVİYORUM!
:)
TEKRAR TEKRAR HAYIRLI RAMAZANLAR!

Not: Hayır dualarınıza gerçekten ve acilen ihtiyaç duyduğum bir dönemdeyim. Lütfen esirgemeyin.
Şimdiden Allah(C.C.), dua eden dillerinizden ve gönüllerinizden razı olsun İnşaallah.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Gelsin Yorumlar: