13 Nisan 2013 Cumartesi

Seyahat Yap, Sıhhat Bul!

gezmek güzel şey arkadaşım!
aynı yere gitsen de güzel :)
iki hafta sonu üstüste il dışındaydım ve çok iyi geldi bana.
boş yere dememişler tebdil-i mekanda ferahlık vardır diye.
önemli olan yaşadığın an'ın farkına varmak ve tadını çıkarmak.
gittiğin yer çok da mühim değil.
(kimsesiz, kuş uçmaz kervan geçmez bir yer de olmasın mümkünse...)
ay ben o yola nasıl moral bozukluğuyla çıktım; ayaklarım nasıl geri geri gitti de kendimi seyahate zorladım bilemezsiniz.
ama gitmem gerekiyordu.
daha iyi olarak geri dönmem, kaldığım yerden kafam daha rahat devam edebilmem için gitmeliydim.
oflaya puflaya da olsa gittim ben de.
gittiğimin ilk günü ve ertesi günün ilk yarısı, arkamda bıraktıklarımı düşünerek üzüldüm ama zaten bi ertesi gün de geri döndüm :)
asıl beni rahatlatan, yolda kendi kendime verdiğim telkinler oldu.
sanki aynı o güzergahta gitmiyormuşum, yolun sonunda yaşayacaklarımdan çok başka güzellikte ve hissiyatta olaylar olacakmış gibi hayaller kurdum.
insan beyni işte, neye isterse ona inanıyor.
pardon; neye inanmak isterse kısa süreliğine kendini ona inandırıyor.
devamında gelen olaylar tıpatıp hayalindekilerle aynı güzellikte olmasa da en azından güzel şeyler hayal etmiş, kendini rahatlatmış, dünyaya güzel mesajlar göndermiş, vaktini zehir etmeden geçirmiş oluyor.
ben de böyle yaptım işte.
yol boyunca yanımda birinin oturmamasının vermiş olduğu rahatlıkla yayılıverdim koltuğa, kah hayal kurdum, kah dua ettim, kah fotoğraf çektim, kah yazı yazdım.
olumlamalar yaptım kendime; düşüncelerimin yönünü hep olumluya çevirdim.
ve bu durum bana huzuru getirdi, davranışlarıma yansıdı -ki zaten fark edildi.
devam etmekte olan hayatıma dair hayaller kurduğum gibi, çok uç noktalara gittiğim de oldu.
mesela dünyanın herhangi bir yerine düzenlenen bir tura katılmışım da çok egzotik bir okyanusun kenarında seyahat ediyormuşum gibi.
elimde fotoğraf makinesinin, kucağımda defterin kalemin olmasının da bunda etkisi vardı.
otobüs de boş ve sessiz olunca, daha bi havaya girdim.


tv' yi de kapattım; kendi içime daldım.
şu an yazarken bile hoşuma gidiyor.


mavi ile yeşil bir aradayken seyahat etmek insana iyi gelmez mi hiç?..



yola bi fındık tanesi düşmüş :)





böyle canlı, böyle güzel yeşillik başka nerde var?
bir başkadır benim Karadenizim!

net çıkmaz diye düşünmüştüm ama gün kararmaya döndüğünde ay belli etti kendini.

çamurlu deniz :(

Elhamdülillah ağzım da tatlandı :)

bak bak doyamıyor insan.

bulutlar bulutlar bulutlar...

aşağıdan yukarıdan yolun sonu görünüyor :)

her şeyin bir sonu olduğu gibi bu seyahatin de bi sonu ve geri dönüşü oldu elbette.
sabahın köründe döndüğüm Trabzon' uma ilk defa bu saatlerde bakmış oldum:
daha güneş tam doğmamış, in cin top oynuyor, gök yüzü kırmızı, ışıklar hala yanıyor iken...






gezdim geldim Elhamdülillah.
Rabbim daha güzel günler nasip etsin inşaallah.


4 yorum:

  1. merhabalar blogunu takibe aldım bana da beklerim çekilişim var:)
    http://myworldinthebooks.blogspot.com

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. hoş geldin, sefalar getirdin.
      sendeyim houston ;)

      Sil
  2. seyahat etmek gibisi yok! en çok zevk aldıgım sey :)
    özellikle hiçbilmedigim bir yere gidiyorsam :)
    yol kenarındaki fındık tanesi neymiş ya anlam veremedim?

    benim de cekilisim var beklerim;
    http://smektepli.blogspot.com/2013/03/mavipuding-ilk-cekilisim.html

    yanlıs anlasılması onun icin gelmemistim ben :D Fatih'inkini görünce ben yazmasam olmaz didim :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. o fındık heralde sanırsam galiba, portatif bi şey; şehrin tanıtımına yardımcı tek göz oda gibi :) ee giresun demek fındık demek.
      sen de hoş geldin, sefalar getirdin. sıkıntı yok, her türlü gelirim :)

      Sil

Gelsin Yorumlar: