1 Eylül 2012 Cumartesi

SAAT KAÇ?


Selamlar olsun!
Bugün itibariyle,
Canım Cicim Eylül Ay'ımın şerefine bloguma sahip çıkmaya, yazılarımı paylaşmaya ve bu işi ciddi bir sorumlulukla yerine getirmeye karar vermiş bulunmaktayım.
O kadar tedirgin oldum ki, nasıl yazsam, nereden başlasam diye yazımın başlığını dahi google'da arattırdım ''Başlama Cümleleri'' diye ve içlerinde en usturuplu olan ''Saat Kaç?'' cümlesiydi, ben de onu seçtim :)
Doğum günümün Eylül ayında olması,
Eylül'ün isim olarak dahi çok hoş olması,
Artık sıcak-güneşli yaz günlerindense Sonbahar aylarına ve havalarına kanımın ısınması
Eylül ayının romantik olması
Yaşadığım şehirde (Trabzon) Eylül ayında her rengin her tonunu görme imkanına sahip olmam... vb. nedenlerden ötürü bu ay'ı kendime özel kıldım ve bugünün tarihi olan 1 Eylül C.tesi itibariyle de Eylül ayında yaşayacaklarımı, KAZANIMLARIMI yazmaya karar verdim.
Oyhh çok ciddi cümleler oldu bunlar ama ürkmemeli, ürkütmemeli, karamsarlığa kapılmamalıyım :)

HEM RENGARENK HEM DE PUSLU EYLÜLÜM

Şimdi Efen'im bugün uyandığımda aklıma gelen ilk şey ''Eylül başladııııı! 11 gün sonra doğum günüüüm! Bir sürü kutlama ve hediye alacağım!'' oldu ve iç sesim dedi ki: ''Artık yapmak istediğin şeyleri yap; Hayatını iyi değerlendir; Güzel şeyler yap; Üretken ol.'' Ben de, her zaman yaptığımın aksine hemen yataktan çıkmak yerine çok sevdiğim kitabım Shantaram'ı okudum yatağımın içinde. Bu bile benim için bir farklılıktı. Zira sadece geceleri yatak içinde kitap okumaya alışkın biri olarak böylelikle bu rutinin dışına çıkmış oldum. (Yani insanlık için küçük ama benim için büyük bi adımdı ;) )



Sonrasında kendimi sokağa attım ve bugün Trabzon'a hakim olan hafif çiseli, hafif puslu ama mis gibi havada yürümeye karar verdim, her nereye gidersem gideyim. Daha apartman kapısından yeni çıkmıştım ki evimizin biraz ilerisinde bulunan Çınar Ağacı'nın gayet biçimli, kuruduğu için dalından kopmuş ama hala çok güzel görünen yaprağı kesti yolumu. Sahip çıktım hemen ona ve 1.5 saatlik yürüyüşümde elimi tutarak eşlik etti bana.



Derken soluğu uzun zamandır gitmek istediğim bir arkadaşımın evinde almaya karar verdim. Yanımda 1 paket Türk kahvesi ve kahvelerimizle sohbetimize eşlik edecek çikolatayla beraber vardım gittim. Bütün bunları yaparken de yolda  kah durarak kah karşı kaldırıma geçerek kah manzaramı bölen arabalara sitem ederek bol bol fotoğraf çektim.

Yine içimde yer eden, yapmayı çok istediğim halde yapmadığım için düşünsel ağırlığı çok fazla gelmeye başlayan ''El İşi, Hobi... vs'' faaliyetlerine başlamak adına girdim bir ''Hobi Malzemeleri'' satan dükkana, aldım ilk malzemelerimi; Vatana Millete Hayırlı Olsun.

Şimdilik KAZANIMLARIM bu kadar.

Korkmayın; Tabi ki devamı gelecek ;)A

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Gelsin Yorumlar: