17 Kasım 2016 Perşembe

MERRUŞE HANIM' DAN BABASINA...




Merruşe Hanım' dan Babasına...
Dün gece seni rüyamda gördüm baba.
Çok uzun bir zaman üstüne gördüm seni rüyamda.
Uyandığımda şaşkın şaşkın baktım odaya.
"Aa babamı gördüm kaç zaman üstüne; dur tekrar uyuyayım da tekrar göreyim" dedim ve kapadım gözlerimi.
Tabi ki rüyam, kaldığı yerden devam etmedi ama hasretin halâ üzerimde ve devam etmekte, 22 yıl üstüne...
Rüyamda bile şaşkındım biliyor musun seni gördüğüm için.
"Babam gelmiş" diyordum ve ne yazık ki geçici süreliğine geldiğini ve  tekrar gideceğini biliyordum. Bunun hüznüyle ama biraz da seninle aynı ortamda bulunmanın verdiği mutlulukla sana bakıyordum.
Merakla izliyordu seni gözlerim.
Nasıl davranacaksın nasıl konuşacaksın; acaba hatıramda kaldığın gibi misin yoksa farklı mısın diye...
Bir masanın etrafındaydık.
Sen beni destekleyici ve koruyucu bir konuşma yapıyordun.
Hem gururlu hem mutlu hem şaşkın hem de güçlüydüm baba.
Yanımda ve ardımda sen vardın çünkü.
Ağzı açık ayran budalası gibi seni dinliyordum ve "demek ki bir babanın evlâdını savunması, benim babamın benim için konuşması böyle olurmuş" diye içimden geçiriyordum.
Ama rüyama dair hatırladığım esas duygu, şaşkınlıktı...
Şaşırıyordum; yılların ardından birden çıkıp gelivermene, nasıl geldiğini bilemememe, bana dair her konuyu bilebilmene, beni hem gayet sakin hem de gayet kendinden emin ve bana dağ gibi güven veren şekilde konuşmana... Şaşırıyordum baba...


Özledim be baba!
Hem de nasıl biliyor musun; 
Bana gülerek "Merruşe Hanım" derkenki ses tonun 22 yıldır kulaklarımda çınlayarak; yaz vakti her daim giydiğin beyaz tişörtün ve keten pantolonunla, her daim o hâlinle hatırımda kalarak, yeni giriştiğim her işte, elde ettiğim her başarıda, ileriye doğru attığım her adımımda "Acaba babam yaşasaydı benimle gurur duyar mıydı; bana ne söylerdi; kararlarımı, düşüncelerimi etkiler miydi..?" Diye merak ederek...
Şu an yoldayım baba.
Urfa' dan Ceylanpınar' a gidiyorum. Köy minibüsündeyim. 
Buraları bilirsin di mi baba? 



Gelip görmediysen bile tahmin edersin az çok. Muş' ta yaşadın o kadar yıl ve Muş' ta doğduk 4 kardeş. Buranın kavruk topraklarında seni görüyorum, seni anıyorum baba. Hiç geldin mi bu topraklara, ayak izlerin, nefesin kaldı mı bu topraklarda?
Bu satırları yolda yazıyorum baba, akıllı cep telefonuma... Sen görmedin bu teknolojiyi, bilmedin. Ee dile kolay, 22 yıl evvel gittin. 22 yıl baba. 22 yıl. Yoksun. Varlığının verdiği güç nispetinde yokluğunda hissedilen yoksunluk.
Keşke o rüyayı görmeseydim baba. Yanımda olmanın verdiği tadı yaşamasaydı 12 yaşında bıraktığın bu küçük kızının halâ çocuk kalmış yüreği... Ah be baba! Yol hikâyelerimi, sıkıntılarımı seninle paylaşmayı ne çok isterdim!
Sen bana "Boş ver, senden kıymetli mi Merruşe Hanım." Deseydin. Ne biliyim işte, bu cümleyi kurardın herhalde. Sen bize güzel ahlâk, helâl kazanç, temiz bir din ve memleket sevgisi bıraktın baba. Ve çok kıymetlim, en kıymetlim BALGÖZLÜ ANNEMİ bıraktın bize. Senin ardından tek dayanağımız ve güç sebebimiz ANNEMiz oldu. Şükürler olsun sizi bize ana-baba olarak veren Rabbime. Hakkı Bey ve Sevim Sultan... Biriciklerim Kıymetlilerim Şükür Sebeplerim... Biz güzel bir aileyiz baba. Bizim mayamızda siz varsınız ya, güzel olmamamız mümkün mü?
5 gün sonra Babacım, 5 gün sonra, seni kaybedeli 22 sene olacak.
Seninle daha çok, çok daha çok vakit geçirebilmeyi çok isterdim ama her şey nâsibi ölçüsünde...
Neyse...
Yol bitmek üzere baba.
Sözlerimi burda sonlandırıyorum ama hasretin tükenmez bi volkan ateşi, yakar kavurur.
Seni seviyorum Baba.
Seni seviyorum Baba.
Öpüyorum hasretle yanaklarından ve sarılıyorum sana sımsıkı!
Hem de öyle bi hasretle sarılıyorum ki, sorma...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Gelsin Yorumlar: