21 Aralık 2012 Cuma

''BEN FEUERBACH'' Tiyatro Oyunu

Bu akşam gittim ''Ben Feuerbach'' oyununa, saat 20:00 gösterimine, Trabzon Devlet Tiyatrosu Atapark Haluk Ongan Sahnesinde, iki güzel insanla ve üzerimde patates kızartması kokularıyla :))))
Şimdiiii 
Nasıl söyleyeyim...
Oyun beni etkilemedi ne yazık ki.
Ama ama ama ortada müthiş bir oyunculuk ve emek vardı.
Ama ama ama bunlar yeterli gelmedi; en azından benim nezdimde.
Baş rol oyuncusu ''Ben Feuerbach'' karakteri ile Hakan Meriçliler' di.
Hani şu ''sevgıılıııııım'' diyen Yalan Dünya dizisinin uzun boylu, karakteristik ses tonuna sahip oyuncusu.
  ( bu fotoğraflarda ne kadar genç di mi?..)
29.01.1968 - İzmir'de doğdu.
1995 yılında Dokuz Eylül Üniversitesi Tiyatro Bölümünden mezun oldu.
2000 yılında Sivas Devlet Tiyatrosunda göreve başladı.
2010 yılında Trabzon Devlet Tiyatrosuna tayin oldu.Halen Trabzon Devlet Tiyatrosunda Sanatçı olarak görevini sürdürmektedir.

Yukarıda görüldüğü üzere kendisi bir müddet tiyatromuzda misafir.
Meriçliler' i hem Yalan Dünya dizisi hem de TV' de yer aldığı diğer yapımlar gereği pek sevmemişimdir, kanım ısınmamıştır ve hatta itici bulmuşumdur.
Ta ki bir sabah dolmuşla Devlet Tiyatrosu binasının önünden geçerken kendisini yolun kenarında bir arkadaşıyla konuşuyor görene kadar.
Aman Allahım o nasıl spor-uyumlu-kendisine yakışan bir kıyafetti ve o nasıl bir gülüştü!
Aynı anda hem çok sempatik hem de çok karizmatik görünüyordu ve tekrarlıyorum, gülüşü çok samimi, içten ve güzeldi! İnsanda sürekli gıdıklama ve gülümsetme dürtüsü uyandıracak cinsten :)
Dolmuş ilerlerken kafam geride kaldı; ''Sen neymişsin yaaa'' dedim :)

Konu dağıldı.

''Ben Feuerbach'' karakteri ile Meriçliler müthiş bir performans sergiledi.
Saliselik farklarla değişik tiplemelere girivermesi hayranlığa ve takdire şayandı.
Lakin bu denli güzel bir performans sergilemesi, oyunun sürükleyiciliğine katkıda bulunmadı.
Bazı yerlerde söylenilenleri anlayamayacağım derecede sesine gereksiz bir gürleme efekti verdi.
Oyunda kopukluklar, es'ler oluştu.

Ve ne yazık ki gösteri sonrası izleyicilerin genel kanısı benden yanaydı;
hatta birinin arkadaşına ''Tiyatrodan soğuttular beni'' dediğini bile duydum ama bu düşünceye de katılıyor değilim. Sanırım kast edilen, oyunu izlerken sıkılmasıydı, umduğu heyecanı bulamamasıydı.

Benim oyundan yeterince zevk alamamamın sebebi belki de aşırı derecede uykusuz olmam ve oyuna odaklanamamamdı.

''Ben Feuerbach''a gideceğimi duyan bir arkadaşım ''Muhteşem bir görsel izleyeceksin'' demiş. Kesinlikle öyle oldu.

Bu arada belirtmeden geçemeyeceğim: oyunun akışı gereği ilk beş dakika bütün ışıklar kapatıldı salonda ve sahnede, zifiri karanlık oluşacak derecede. İzleyicilerin hemen konuşmaya başlaması, şakalaşmalar, gülüşmeler beni çok rahatsız etti; ''Emeğe saygı! Biraz sabır!'' diye bağırmak istedim. Halbuki bu ana kadar gittiğim hiçbir tiyatroda böyle bir izleyici kitlesi ile denk gelmemiştim. Neyse ki oyun ilerledi, ışıklar yandı ve konuşmalar kesildi. Belki de 21 Aralık etkisiydi seyircideki diyelim ve konuyu kapatalım.

Gelelim oyunun konusuna:

Feuerbach uzun süre akıl hastanesinde yattıktan sonra tedavi olmuş, mesleğine tutkun bir oyuncudur. Bu uzun aradan sonra, bir tiyatronun oyuncu seçmelerine gelir. Karşısında bir zamanlar tanıdığı ünlü rejisörü görmeyi beklerken, onun asistanı tarafından karşılanır. İlk başta yaşadığı hayal kırıklığı, bir müddet sonra izleyicisinin tüm dikkatini kendinde toplamaya çalışan oyuncunun sergilediği bir kedi-fare oyununa dönüşür. Böylece Feuerbach'ın kişiliğinin ve yaşamının katmanlarında dolaşmaya başlarız. Beklenen kişi en sonunda geldiğinde ise olaylar Feuerbach'ın tahmininden çok farklı gelişir.


Ve fotoğraflar:















Netice:
Tavsiye eder miyim? Evet!
H.Meriçliler' in müthiş canlı performansına şahit olun!


2 yorum:

Gelsin Yorumlar: