17 Ağustos 2014 Pazar

Olmazsa Çay Demleriz :)


şimdi ben seni seviyorum ya,
mutlu muyum? hayır.
mutsuz muyum? hayır.
peki ben gerçekten seni mi seviyorum yoksa senin suretinde aşkı mı seviyorum? bilmiyorum.
neden bilmiyorum?
çünkü seni seninle yaşayamıyorum.
seni seninle yaşasaydım sadece 2 seçeneğim olacaktı: devam etmek veya noktalamak.
şimdi ise kafamda sayısız alternatif, sınırsız senaryo var.
ve ne denli yorulduğumu tahmin edersin.
yazık bana yaaaa
yazık mı bana?
cıks... değil...
çünkü ben sevenler tayfasındanım.
sevdiğimden gelen ezaya, cefaya katlananlar tayfasındanım.
dahası, bunu sevdiğime hak görenler tayfasındanım.
senin cephende durum ne?
zerre bilgim yok.
ha, durumumuz aşikar, o başka.
senle beni bir yapan şey ne yazık ki aşk değil aşksızlık.
aşksızlığımız bir bizim.
biz kelimesiyle beraberliğimize dair cümleler kurmak isterken, bizi biz yapan şey birliktesizliğimiz oluyor.
eh buna da şükür,
varsın ve yaşıyorsun ;)
ne demiştim? senin cephende durum ne, bilmiyorum. 
yani ben neyim sende?
bana dair direkt düşüncelerindir merakımı celbeden.
mesela bensizlik sende ne alemde?
bu satırları okuyor musun; bu bilgiden yoksunum.
okuyorsan ne düşünüyor veya hissediyorsun? ayşe için yine bilmesi namümkün bir durum...
eğer okuyup bıyıkaltından güler gibi sırıtıyorsan, kızarım! 
hem de çok pis kızarım!
neticede hoşuna gider bu satırlar diye düşünüyorum.
ona binayen sırıtırsın, gururun okşanır.
amaaaan seni boş vereyim de kendime bakayım;
ben ne haldayım???
his dünyamda nereden gelir, nereye giderim ve bu gidişatın bana bir yararı olacak mıdır?
ne yazık ki arkası yarın diziler gibi bir durum mevcut halihazırda.

ı-nı-nın   ı-nı-nın    ı-nı-nın

yok be ya

bu işten kâr yazılmaz benim haneme.
halbuki de sonu ümitsizliğe varan cümleler tarzım değildir,
hayır yani hayat görüşüme aykırı.
o halde şöyle diyeyim:
seninle yaşadıklarım yanıma kâr, haneme tecrübe olarak yazılır.

şimdi ben bu yazıyı niye yazdım? rahatlamak için.
rahatladım mı? :) 

ufff şiştim ha!

yazılar fotoğrafsız veya resimsiz olmuyor ya
şimdi ne fotoğrafı koyayım ben bu yazıya?
senin fotoğrafını ekleyeyim mi? :)
aha na bu kör ve nankör er kişi beni bu hale düşüren diyeyim mi? :) 
ay boşlukta kaldı yazı, iyi mi...

 THE END.

yok, bu da bağlamadı yazıyı, neyse...

not: yazımın başlığını, yazımın sonunda bulduğum için çay resmi paylaşmaya karar verdim. 
hadi yırttın senin fotoğrafını paylaşmamdan ;)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Gelsin Yorumlar: